1 Temmuz 2014 Salı

ENERJİ BRİFİNGİ VE DEĞERLENDİRMESİ, KİTAP - 18, 19 TEMMUZ 2000


E N E R J İ   B R İ F İ N G İ
V E
D E Ğ E R L E N D İ R M E S İ

KONUSU:
Termik Santrallar da Kömür ve Kömüre Dayalı Üretim Kayıpları, Nasıl Önlenecekleri, KÖMÜR ZENGİNLEŞTİRME ve YIKAMA Ünitelerinin Tanıtılması.
TARİH: 18-19 TEMMUZ 2000
YERİ:
TEDAŞ Gn. Md. Konferans Salonu: ORGANİZATÖR:
Enerji ve tabii Kaynaklar Bakanlığı adma: Müst. Yrd. M. Ali TÜRKOĞLU
KOORDİNATÖR:
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
TEAŞ Gn. Md. Termik Sant. İşi. ve Bakım Dai. Bşk.
İÇİNDEKİLER
Sayfa
BRİFİNG Programı                                                                            1
Sn. Müst. Yard. Ali TÜRKOĞLU'nun günün anlam ve önemini belirten açılış konuşması                                                                                                                              2
Vlak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ'ın enerji kayıplarını özetlemesi ve çözümlerini içeren konuşması                                                                                                                3-12
Kömür, konveyör ve band problemlerini içeren baz resimler..                 13-16
Seminer programlan hakkında                                                            17-20
Seminer programları                                                                          21-23
Prof.Dr. Güven ÖNAL'm kömürün enerji üretimindeki önemini belirten sonuşması, kömür ocaklarında ve santrallarda yaptığı tesbitler ve önerileri                                           24-26
ENERJİ BRİFİNGİNİN DEĞERLENDİRMESİ                                    27-29
Brifinge davet edilenlerin listesi                                                           30-36



Müsteşar Yardımcısı M. Ali TÜRKOĞLU'nun Günün Anlam ve Önemini Belirten Açılış Konuşması
Sayın Müsteşar Yardımcısı, Bakanlığımızdan Saym Arkadaşlar, TEAŞ Türkiye Elektrik Üretim İletim A.Ş. ve TKİ. Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüklerinin Sayın Üst düzey Yöneticileri, Saym Termik Santral İşletme Müdürleri, saym Yetkililer, Sayın Teknik Elemanlar, ENERJİ BRİFİNGİ'ne hoş geldiniz.
Bundan önce tertiplediğimiz enerji brifinginde, enerji üretimi ile ilgili sorunları santral işletme müdürlerinin kendi ağızlarından dinledik, problemleri tespit ettik. Şimdi bir kısmınız buradasınız. Bu defa ki ENERJİ BRİFİNGİ nde ise ağırlıklı olarak kömür konusu incelenecek; kömürle ilgili problemler ve çözümleri bilimsel olarak ortaya konacak, uzman firmalar tarafından proje ve maliyet bazmda KÖMÜR ZENGİNLEŞTİRME ve LAVAR ünitelerinin tanıtımı yapılacak; kömürün özelliklerine bağlı olarak her santral için en uygun sistem belirlenecektir. Zaman elverdiği sürece enerji üretimini olumsuz yönde etkileyen diğer konulara da bilimsel yaklaşımlarda bulunulacak çözümler ortaya konulacaktır.
Sorunların kafi miktar tartışılabilmesi için davetti sayısı kısıtlı tutulmuş, en çok sorunu olan santrallara öncelik verilmiştir.
Bilimsel ağırlıklı olan bu ENERJİ BRİFİNGİ'nin gerçekleşmesinde TEAŞ Gn. Md. Termik Santrallar İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı elemanlarından Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ'm çok büyük katkıları olmuştur. Kendisine huzurunuzda teşekkür ediyor ve Brifingin başarılı geçmesini temenni ediyorum.
Bu brifing aşamasına nasıl gelindiğini, santrallanmızdaki enerji kayıplarım ve nedenlerini anlatması için, araştırmaları yapan saym Ahmet YALVAÇ" ı kürsiye davet ediyorum.

Buyurun Sayın YALVAÇ.
Müsteşar Yardımcısı M. Ali TÜRKOĞLU

Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ'ın Termik Santrallardaki Enerji Kayıpları ile, Nasıl Önlenecekleri Hususunu içeren Konuşması
Sayın Müsteşar Yardımcıları, TEAŞ ve TKİ Genel Müdürlükleri'nin sayın Üstdüzey Yetkilileri, Sayın Termik Santral İşletme Müdürleri, S ay m Yetkililer ve saym Teknik Elemanlar, bende hepinize hoş geldiniz diyorum ve saygılar sunuyorum.
Müsteşar yardımcımız saym Ali TÜRKOĞLU'na bu ENERJİ BRİFİNGİ'nin yapılmasına önayak olduğu için, bana gösterdiği yakın alaka ve destek için huzurunuzda teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
Enerji kaybı ve nedenlerine geçmeden önce, faydalı olur düşüncesiyle özgeçmişimde enerji ile ilgili çalışmalarımdan kısaca bahsetmek istiyorum.
AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santrah'mn kuruluş aşamasında (10) yıl çalıştım. Bu süre içerisinde TEK adma kaynak ve kalite kontrol hizmetlerini, kazan montaj çalışmalarını, (5) yıl süreyle hasar tesbit ve bilirkişi komisyonu başkanlığım yürüttüm, daha birçok önemli konuda görev aldım.
Yerli ve yabancı firmalarla olan birçok ihtilaflı konulan hallettim. İmalatın içinden geldiğin ve yapmaya meraklı olduğum için, montaj işlerini kolaylaştırıcı birçok alet yaptığım gibi, yurt dışından gelecek olan birçok alet ve makinalann, parçalarını imal ettim. Ayağa kaldırdığım iş makinalarmm ve kıymetli aletlerin parasal karşılığı bugün astronomik rakamlarla ifade edüebilir.
Zaman zaman işletmede yaşanan birçok sorunların çözümünde de katkım olmuştur.
Sonuçta şunu söylemek istiyorum. AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santrah'mn gecikmeli dahi olsa faaliyete geçmesindeki katkım tartışılmaz. Bundan her zaman büyük bir gurur duyarım. Şu anda had safhaya ulaşan ve çok karmaşık bir yapı arzeden enerji sorunun çözümü bile, AFŞİN-
ELBİSTAN Termik Santralı'mn kuruluşunda yaşanan problemlerin yanında çok hafif kalır.
1987 yılında Almanya'ya gittim. Davetli olduğum süre içerisinde orada santrallarm işleyişini inceleme fırsatını buldum.
1988 yılında mastır vesilesi ile Ankara'ya geldim. Mastır tezini de kaynak üzerinde verdim. Kaynak tezinde kaynak ve kalite kontroluna getirdiğim yeni yöntemler var. Bu konudaki çalışmalarım 1999 ULUSAL KAYNAK SEMPOZYUMU kitabına girdi.
Sonra santrallardaki yanma problemlerini incelemeye başladım. Bu konuda da hayli mesafe katettiğime inanıyorum. Eğer vaktimiz kalırsa, enerji kaybını ve problemlerini yanma hesaplarıyla açıklamaya çalışacağım. TKİ ve TEAŞ tarafının bu hesapları ilgiyle izleyeceklerine inanıyorum.
Yıllardır enerjide yaşanan sorunlar ve bunlarm nasıl düzeltileceği ile uğraşıyorum. Enerjinin geleceği, özelleştirme dahil birçok konuda çalışmalarım var. bunlar resmi evraklardır.
Bugün ENERJİ BRİFİNGİ nin koordinatörü olarak karşınızda bulunuyorum. Sizlerin gibi mümtaz bir topluluğa hitabetme imkanını bulduğum için çok mutluyum.
TEAŞ Gn. Müdürlüğü Yönetim Kurulu Üyeleri'ne 11.350 milyar kilovat saatlik kayıp enerjinin (6) ay gibi kısa bn zamanda nasıl geri kazanılabileceğini izah ettim. Bu kayıp, proje değerinde kömür verilememesi, kömürün harmanlanamaması, işletme sorunları, yanma problemleri, kazan borusu patlakları .... vs. gibi nedenlerden oluşmaktadır. Programlı kesintiler bu rakama dahil değildir.
1 1.350 Milyar Kwh lık kayıp enerji 1998 yılma aittir. Özelleştirme beklentisi dolayısıyla bugün için sorunlar daha da ağırlaşmıştır. Bunlar özet olarak söylediklerim. Bu kayıplar hakkmda detaylı bilgilere ve nasıl önleneceklerine ayrıca değineceğim. Zaten bu enerji brifinginin gayeside bu .
1998 yılının aralık ayında SOMA Eğitim merkezinde, termik santrallarımızda yaşanan kaynak sorunlarını asgariye indirmek maksadıyla mühendis seviyesinde bir İLERİ KAYNAK SEMİNERİ organize ettik. Seminere ben, bir doçent ve bir profesör hoca olarak katıldık. Seminer uygulamalı yapıldı ve çok faydalı oldu.
yılının başında, termik santarllara ait 1988 faaliyet yılı üretim kayıplan dosyasını inceledim, kayıpları sınıflandırdım. Kömürün proje değerinde verilememesi, bant ve konveyör arızaları, yanma problemleri ve program dışı devre dışı kalmalarla meydana gelen enerji kayıpları 11,350 milyar kilovat saat kadardı. Ama toplam kayıplar bu rakamın çok daha üstündeydi. Durumu ve yorumlarını bir raporlu TEAŞ Termik Santrallar İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı'na sunarak eğitim programları düzenlenmesini teklif ettim.
Bu program çerçevesinde 1999 yılında HAVA KİRLİLİĞİ, BACA GAZI ARITMA SİSTEMLERİ VE EMİSYON ÖLÇÜM CİHAZLARININ TANITILMASI SEMİNERİ ni gerçekleştirdik. 1999 yılı eğitim programlarında olduğu halde, Termik Santrallar işletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı üst yönetiminin değişmesi dolayısıyle KÖMÜR, KON VE YOR VE BANT seminerini büyük zorlukları aşarak gerçekleştirdik. Yine 1999 programında olduğu halde doğrudan santral işletmeciliğine yönelik olan KAZAN SEMİNERİ haznlık ve bağlantıları yapıldığı halde, hala beklemede bulunmaktadır. Bu seminerin yapılmasında büyük bir fayda görüyor ve yetkililerin desteğini bekliyorum.
Faydalı olacağı için seminer programlarını, seminerle ilgili bilgileri yazı ekinde sunuyorum. Ayrıca hocalarımızın sipariş üzerine hazırladıkları ve son derece kıymetli bilgileri içeren bu dokümanlardan elimizde mevcut olanları siz saygıdeğer katılımcılara takdim ediyorum. Bu dokümanların bir kısmı daha önce bazı üst düzey yetkililerine takdim edilmiştir.
SORUNLAR NİÇİN ÇÖZÜLEMİYOR?
Bu seminerler vesilesi ile tekrar tekrar gördük ve anladık ki, program ne kadar güzel olursa olsun,  Amerika'dan Almanya'dan İngiltere'den
Türkiye'den       vs. çok büyük firmalar katılmış olsun, yerli ve yabancı
üniversitelerden uzman hocalar katılmış olsun, birşey farketmiyor; üst düzey yöneticilerimiz maalesef bu bilimsel ağırlıklı toplantılara vakitleri olmadığı gerekçesiyle rağbet etmiyorlar, katılmıyorlar. Şimdi müsadenizle herkese soruyorum. Bilimsel ağırlıklı problemlere, bilimsel ağırlıklı olmayan toplantılarla çözüm bulmak mümkün mü?
Eğer vaktimiz olursa kömürün yanmasıyla ilgili teknik hesaplara gireceğim. O zaman konunun öneminin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.
11.350 MİLYAR KWH LIK KAYIP ENERJİ NE DEMEK ?
AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralının gücü 4 x 344 MW tir.
Eğer bu santral 365 gün sürekli olarak tık demeden dört ünitesiyle maksimum kapasite ile çalışırsa, yukarda sözünü ettiğim kayıp enerji buna eşit. Ama bu santralın tam kapasite ile 365 gün tık demeden çalışması mümkün değildir. Eğer bu sorunları halleder ve iyi bir işletmecilik sunarsak (6) ay içerisinde iki adet AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralını Türkiye'ye kazandırmış olacağız.
Yanma hesapları da işin içine dahil edilirse kayıp enerji, bahsettiğim 11.350 milyar kvvh ten daha fazladır. İşte biz bu ENERJİ BİRFİNGinde en azından bu 11.350 milyar kwh lik kayıp enerjinin nasıl önleneceğini ortaya koyacağız.
TEAŞ Gn. Md. Yönetim Kumlu Üyelerine söylediğim sözleri burada da tekrarlamak istiyorum. Alınacak önlemlerle, iyi bir işletmecilikle ve yeni bir organizasyonla termik santrallardaki enerji üretimini yaklaşık (6) ay gibi kısa bir süre de % 30 artırmak mümkün. Arzu edilir ve görev verilirse bu işinde takipçisi olmak istiyorum.
Yukarda sözünü ettiğim, alınacak yeni önlemler iyi bir işletmecilik ve yeni bir organizasyon ifadeleri birbirine sıkı sıkıya bağlı paket bir program dır. Ve (6) ay süresi bu paketin uygulamasına bağlıdır. Bu hususlardan neyi kastettiğimi de yeri geldiğinde izah etmeye çalışacağım. Santral işletmeciliği konusunda Almanya dan da örnekler vereceğim.
KAPSAM:
Bu ENERJİ BRİFİNGİ'inde ele alınacak konuların temelini, resmi evraklarda yaptığım tesbitler, eğitim dairesi başkanlığı'nda özel görevli olarak bulunduğum iki yıl içerisinde, seminerler vesilesi ile termik santrallarda ve kömür ocaklarında yaptığım araştırmalar ve tespitler oluşturmaktadır.
Problemlere yaklaşım tarzı iki yönden olacaktır. Birincisi başta kömür olmak üzere; proje oluşturuluncaya kadar mevcut sorunları basit yöntemlerle nasıl halledebiliriz, ikincisi santralın bünyesine en uygun kömür zenginleştirme ve lavarlama üniteleri hangileridir?
1999 Yılının yazında, ağırlıklı olarak EGE BÖLGESİNDEdeki termik santrallarda ve kömür ocaklarında başta kömür olmak üzere birçok problemi (1) hafta boyunca video kamerasıyla tesbit ettik. Bu görüntüler canlı birer örnek olması bakımından çok önemlidir. Bundan önceki toplantıda hep kömür kömür denildi ama, problemlerin detayma inilmedi. Ama bu görüntü kayıtlarında detaylarda var.
Kömür ocaklarında ve termik santrallarda yapmış olduğumuz çekimlerin bir kısmı, yetkililerin bilgisi dahilinde ve müsaade ile bir kısmı ise gizlenerek yada müsaade alınmadan yapılmıştır. İlgililerin bunu anlayışla karşılamalarını bekliyorum.
Bugüne kadarki tecrübelerimle gördüm ve anladım ki, toplantının şekli ve boyutu ne olursa olsun taraflar, genelde kendileriyle ilgili olan sorunları kamufle etmeye çalışıyorlar. Bu yüzdende sorunlar çözülemiyor. Ama bu defasında öyle olmayacak.
Bu sorunların bir şekilde bütün çıplaklığı ile ortaya konulması gerekiyordu. Bu defasında işte yapılan bu. Bu sorunlar çözüldüğü zaman göreceksiniz herkes rahat edecek.
Bu görüntüler ekrana geldiğinde, zaman zaman görüntüler dondurulacak, çözümleri konusunda kısa izahatlar da bulunulacaktır.
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE EĞİTİMİN YERİ
YANMAYLA İLGİLİ BAŞLICA SORUNLAR NEDİR ?
Eğer santrallarımızda proje değerinde kömür temin edilebilse o zaman herhangi bir verim azlığı söz konusu olmaz. Ama durum maalesef öyle değil. Kömürün kalorisi ve elementel analizi sık sık değişiyor. O zaman her değişiklikte, kömürün randımanlı bir şekilde yanabilmesi için gerekli teorik ve gerçek hava miktarının hesaplanması lazım. Ama ben bu hesapların yapıldığını hiç görmedim.
Hava fanının sabit devirde döndürüldüğünü biliyorum. Eğer ihtiyaçtan fazla havayı kazana basarsanız o zaman da verim düşer. Aşağıdaki grafikte görüldüğü gibi bu maksimum noktayı hesapla bulmak lazım.




Eğer siz, ihtiyaçtan fazla havayı kazana basarsanız, o zaman kazanın ısısı düşer. Kazan ısısı düşüncede yüksek sıcaklıkta oksitlenen ve kalorisi çok yüksek olan (CO) gazını doğrudan bacadan dışarı atmış olursunuz. Baca gazı analizlerinde CO emisyonu çıkıyorsa, bu fazla hava verildiğindendir. CO in oksitlenmeden dışarı atılması hem bir enerji israfı, hem de zehirli bir gaz olduğundan çevre bakımından çok tehlikelidir.
Baca gazı analiz hesaplarını yapabilmek, bunları yommlayabilmek iyi bir kazan işletmesi için şarttır. Bu hesapların her biri genelde mastır ya da doktora programlarıyla ilgilidir. İşte seminerlere katılmanın faydaları burada. Problem ve çözümlerini uzmanlardan öğrenmek imkanını veriyor, teknolojideki gelişmelerden haberdar olmamızı sağlıyor.
Bakıyorsunuz kül analizlerine yüksek oranda yanmamış karbon. Demek ki o zaman siz yanmayı iyi yapamıyorsunuz demektir. Kömürü enerji olarak düşünürsek, bir kısmını yakamadan dışarı, bir kısmmı da yine yakamadan cürufla dışarı atıyoruz demektir.
Bu konuda sonuç olarak şunu söylemek istiyorum. Eğer biz yanma hesaplarını iyi bilirsek, proje değerinde olmayan kömürden bile daha fazla enerji elde etmemiz mümkün.
KAZAN BORULARI NEDEN SIK SIK PATLIYOR ?
Kazan boruları genelde orta ve yüksek alaşımlı çeliklerden yapılmışlardır ve sıcağa, yüksek basınca dayanacak özelliktedir. Mühendislik okullarında verilen klasik kaynak bilgileriyle bu alaşımlı boruların kaynağını yapmak mümkün değildir. Hem kaynakçının hem de mühendisin özel bir eğitim alması gerekir. Maalesef santrallanmızda bu konuya da gereken önem verilmiyor. Bu itibarla kaynak eğitimine hem kaynakçı, hem de mühendis açısından devam etmek hem de sürekli hale getirmek lazım.
Bu çerçeve içerisinde SOMA Eğitim Merkezinde kaynak çalışmaları daha etkin ve sürekli hale getirilmelidir.
Bu konuda sonuç olarak şunu söyleyebilirim:
Eğer bir kazan borusu usulüne uygun olarak kaynak edilirse, bir revizyon süresince hatta yıllarca patlamadan görev yapabilir.
Bir kazan borusunun patlamasıyla, kaynağın yapılması, hazırlık çalışmaları ... vs. ile kazanın tekrar devreye girmesi için geçen zaman yaklaşık bir haftadır. Eğer siz kazan patladığında hızlı soğuşun diye (2) günlük soğuma zamanını kısaltmak için fanları devreye sokarsanız, metalurjik olarak anormalliklere ve seri çatlak ve patlamalara neden olursunuz. Bu itibarla kaynak konusu son derece önemlidir.
Aslında her hafta bir boru patlağının yaşanması bir soruşturma gerektirir.
SANTRALCILIK OKULU
Almanya'da ESSEN şehrinde santral firmalarının katkılarıyla çalışan bir SANTRALCILIK OKUL mevcut. Santrallarda çalışacak teknik personel, hem görev öncesinde hem de görev süresinde periyodik olarak ve sürekli bir şekilde eğitimden geçmektedir. Örneğin bir (A) santralında görev yapacak olan bir müdür, (A) santralıyla ilgili nazari bilgileri aldıktan soma önüne (A) santralının maketi konuyor. Santralın karakteristikleri belli. Eğer (A) santralı devreye alınırken ya da devreden çıkartılırken eğer müdür adayı herhangi bir işlem ya da girdi hatası yaparsa hemen sinyal veriyor. Bu eğitime iş öğrenilinceye kadar devam ediliyor.
Biz işlerin iyi gitmediğinden hep şikayet ediyoruz ama öyle bir sandalcılık okulu TÜRKİYE'de yok. Santral işletmeleri özel sektöre devredilse bile böyle bir okulun kurulmasına TEAŞ Gn. Md. Öncülük etmelidir.
KAZAN REVİZYON HİZMETLERİ
Enerji kayıplarının yüksek olmasında revizyon hizmetlerinin usulüne yada standartlara uygun yürütülmediğinin etkisi büyük. Bu itibarla revizyon hizmetlerinin yürütülmesi yeni bir organizasyonla yapılmalıdır. Bu konuya açıklık getirmek bakımından Almanya'dan bir örnek vermek istiyorum.
ALMANYA'DA REVİZYON HİZMETLERİ NASIL YÜRÜTÜLÜYOR?
1987 de Almanya'ya gittiğimde STEAG firması beni ESSEN'e yaklaşık bir saatlik mesafedeki FÖRDE SANTRALI'na götürdü. Santral 3000 MW lık bir kömür santralıydı ve revizyon halindeydi. Kazan firması gelmiş, kazanı revizyon ediyordu, değirmen firması gelmiş, değirmeni revizyon ediyordu. Bu bakım firmaları STEAG'm değildi. Sonuçta bana kumanda odasında çalışan 3-4 kişiyi gösterdiler ve santralı bunlar idare ediyor, istediğimiz bilgileri bilgisayardan alıyoruz dediler. Aslında böyle bir yapılanmayı ben özelleştirme öncesinde TEK'e teklif etmiştim. Ama olmadı. Aslında Türkiye de santral alan ya da olacak olan özel firmaların, işleri daha kolay ve randımanlı yürütebilmeleri için böyle bir organizasyona gitmeleri lazım.
TEAŞ Gn. Müdürlüğü böyle bir organizasyon için öncülük etmelidir.
Termik santral revizyonları, uzmanlaşmış firmalar tarafından yapıldığından herhangi bir zaman da santralın arızalanıp devre dışı kalma ihtimali son derece azdır. Aksi durumda revizyonu yapan firmalar tazminat ödemek durumunda kalacaklarından işe eğilmek zorunda kalacaklar. Revizyon firmalarının kurulması, enerji sanayinin zaman içerisinde Türkiye'de de kurulup gelişmesine öncülük edecektir.
İLK ADIM
Böyle bir revizyon ekibi, başlangıç olarak termik sandallardan, merkez teşkilatından, kısmen de geçici kadro ile hizmet alımı şeklinde dışardan alınacak elemanlarla oluşturulabilir. Belli bir hazırlık çalışmalarından soma bu ekip ağırlıklı olarak işin içine girer.
Başlangıç olarak bir kaynak ekibi kurulabilir. Arızalı durumda, sorun nerede ise bu acil durum ekibi müdahele eder. Zaman içinde yukarda da izah ettiğim gibi teşkilat genişletilir. Arzu edilirse bu işi de yüklenebilirim. 18.7.2000.
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
TEAŞ Gn. Md.
Termik Sant. İşi. ve Bak.Dai. Bşk.
Tlf: 0312 212 69 00/22 25 GSM : 0532 695 19 77









NOT:
Sayfa 13, 14, 15, 16 da bulunan ve santrallardaki band ve konveyör arızaları ile kömür problemlerine ışık tutan görüntülerin daha fazlası, detaylı ve canlı olarak video bandında var. Arzu edenlere ya da görmeyenlere bu bandlar tekrar izlettirilebilir.
Santrallarda 1998 yılında, proje değerinde kömür verilmemesi, kömürün harmanlanamaması, band konveyör arızalan, yanma problemleri program harici devre dışı kalmalarla meydana gelen 11.350 MİLYAR kwh'hk kayıp enerjinin hikayesi, 12.02.1999 tarih ve 1095 sayılı yazı ile TEAŞ Gn. Md. Termik Sant. İşi. Ve Bak. Dai. Başkanlığı'na vermiş olduğum teferruatlı raporda var.
Konveyör makaralarının taşlaşmış küllerden bilhassa bir proje ile nasıl temizleneceği; ÇİN bandı hikayesine bağlı olarak 14.05.1998 tarihinde TEAŞ Gn. Md. Termik Sant. İşi. Ve Bakım Dairesi Başkanlığına verilen kapsamlı bir raporla ortaya konmuştur.
SEMİNERLER HAKKINDA
Bu seminerler termik santrallarda sorunlarn çözümü ve enerjinin artırılmasına yönelik olarak düzenlenmiş olup, üç kısımda mütalaa edilmiştir.
I.      GRUP SEMİNER
Bu seminer Hava Kirliliği, baca gaz Arıtma sistemleri ve emisyon ölçüm cihazları semineri olup, 1999 yılı ekim ayı içinde gerçekleşmiştir.
Bu seminere Amerika'dan BABCOC VV1LLKOKS Almanya'dan BISCHOF ve NOEL, İngiltere'den CLAYD firmaları ile İsveç'ten OPSIS, İngiltere'den CODEL firmalarının temsilcileri ile, GAMA, GÜRIŞ ve PASINER Firmaları katılmışlardır. Konunun bilimsel yönleri ise İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ankara'da Gazi Üniversitesi tarafından ele alınmıştır.
Burada, şu anda TEAŞ'da santrallarda yapılan ve yapılmakta olan baca gazı arıtma sistemlerinin tanıtımı ve özellikleri, bu projelen yapanlar tarafından ele alınmış olup, bu konuda dünyadaki gelişmeler anlatılmıştır. Üniversitelerimiz ise bilimsel çalışmaları anlatarak, bu konuların daha iyi anlaşılmasını sağlamışlardır.
Emisyon ölçüm cihazı firmaları ise hem bu aletlerin nasıl kullanılacağını göstermişler, hem de bu konudaki dünya teknolojilerini anlatmışlardır.
GAYE : Hava kirliliğinin iki boyutu vardır.
Birincisi havanın kirletilmesi, ikincisi ise santralın işletmecilik yönü. Biz burada ikinci boyutla ilgilendik. Santralın iyi işletilip işletilmediğini emisyon ölçüm cihazlanndan alman değerlerden anlamak mümkün. Bunlan anlamak ve değerlendirmelerini yapabilmek için hesap yöntemlerini bilmek lazım. Bunların herbiri mastır yada doktora programlannda ele alman konulardır. Bu seminerde bu konuda temel yaklaşımlar ele alınmış olup, detaylan ilerde III. Grup seminerde; kazan seminerinde ele alınacaktır.
Emisyon ölçüm cihazlarından alman değerlerden yararlanıp, sandalda hangi kısmın iyi çalışmadığını, düzeltmek için neler yapılacağını anlamak mümkün. Bu hesap yöntemlerini işletme müdürlerinin, müdür yardımcılarının ve kazanla ilgilenen mühendislerin muhakkak bilmeleri lazım.
II.     GRUP SEMİNER:
Bu seminer KÖMÜR, KONVEYÖR VE BAND SEMİNERİ olup, şu anda gösterime sunulmaktadoır. Bu seminerle kömür, konveyör ve band konularından kaynaklanan sorunların çözümü hedeflenmiştir.
Santrallarda bir yıldan beri yaptığım araştırmalarda bu konudaki gözlemlerim şudur:
Termik santrallarımızm hiçbirinde kömür zenginleştirme tesisleri yoktur. Kömür ocaklarından gelen kömürlerdeki taşları ayıklamak için sistemler var ise de, standart sınırları içinde kömür gelmediği için, taş ayırma ve kırma sistemlerinden gerektiği gibi yararlanılmamakta, hatta sisteme giren çok büyük taşlar nedeniyle bu makinalar kırılmakta, bozulmaktadır. Video görüntülerinden de anlaşılacağı üzere 1,5-2 hatta 3 m. boyutunda taşların sisteme girdiği görülmektedir.
Park sahalarındaki kömürlerin yaklaşık % 30'u taş, toprak ve kil, lastik bandları, konveyörleri bozduğu gibi, yanmayı da etkilemektedir. Bu taşlar değirmenlerin kısa zamanda aşınmalarına, kırılmalarına neden olmaktadır.
TKİ Kömür ocaklarından gelen kömürlerin TEAŞ'a giriş noktalarında sisteme girmeden önce, bir döner kırıcıdan ve arkasından LA VAR sisteminden geçmesi lazımdır. Bu seminerde DÖNER KIRICILAR'm ve LA VAR sisteminin tanıtımı da yapılacaktır.
Bu seminerde band ve konveyör konuları da bilimsel ve uygulama yönünden ele alınacak ve sorunlar çözülecektir.
Bu seminere büyük band ve konveyör firmaları da davet edilmiştir. Bu firmaların çoğu TEAŞ a mal satan ya da üreten firmalar olup, bu husus yaşanan sorunların çözümüne bir vesile olacaktır.
Santrallarımızda yapılan kömür sözleşmelerini de tetkik ettim. Çoğu santralımızda 1985 ten bu yana devam eden sabit sayılacak bir anlaşma var. Bence bu anlaşma çok yetersiz. Kalori bazında sınırlayıcı hükümler bulunmasına rağmen, tane büyüklüğü konusunda TKİ'yi sorumlu kılacak bir hüküm yok. Zaten sorunun büyük bir kısmı da buradan kaynaklanmaktadır. TKİ ocaklardan gelen çok büyük boyutlardaki taşların ayıklanmasından TEAŞ'ı sorumlu tutuyor. Başka bir deyişle büyük taşlardan dolayı makinaların kırılması onları fazla ilgilendirmiyor.
III. GRUP SEMİNER
Bu seminer KAZAN SEMİNERİ olup iki haftalık bir programdır. Bu seminerde gösterime hazır olup NİSAN ya da MAYIS ayında gerçekleştirilebilir.
Bu seminerde şu anda TEAŞ ta mevcut bulunan termik santrallar proje bazında tanıtılıp bilimsel yönden mukayese edilecektir. Bundan sonra kurulacak termik santrallarda proje ve teknoloji sicimi dha isabetli olacaktır. Santrallarımızm daha iyi nasıl işletilebileceği hususundaki hesap yöntemleri ortaya konulacaktır.
Bu seminerde su kimyası, korozyon problemleri detaylı olarak ele alınacaktır. Yine bu seminerde de yabancı firmalar davet edilecek kazan konusundaki son gelişmeler anlatılacaktır.
Türkiye'de ilk defa kurulacak olan Çanakkale-Çan akışkan yataklı kazan santralının projeside yapımcı firma tarafından anlatılacaktır.
Üniversitelerimizde bu seminer için bir yıldan beri hazırlanmaktadır.
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
MÜHENDİSLER İÇİN          21
İLERİ KAYNAK TEKNİKLERİ SEMİNERİ SEMİNER PROGRAMI
Tarih    Saat
02.12.1998      9.30     Açılış konuşması 
10.00   Kaynak Makine ve Eküpmanlan
(Prof. Dr. Süleyman Karadeniz - GEDİK AŞ. )
11.15
11.30   Kaynak Makine ve Eküpmanlan
(Prof. Dr. Süleyman Karadeniz - GEDİK AŞ.)
12.30   Yemek Arası
13.30   Kaynak Makine ve Eküpmanlan
(Prof. Dr. Süleyman Karadeniz - GEDİK AŞ.)
14.30   Ara
14.45   Kaynak Makine ve Eküpmanlan
(Prof Dr. Süleyman Karadeniz - GEDİK AŞ.)
16.00   Ara
16.15   Sert Dolgu Tekniği (püskürtme )
GEDİK AŞ.
17.15   Ara
17.30   Sert Dolgu Tekniği ( püskürtme ) uygulama
GEDİK AŞ.
03.12.1998      9.00     Kaynak Metalurijisi
(Mak. Yük. Müh. Ahmet Yalvaç)
10.15   Ara
10.30   Kaynak Metalurijisi
( Mak. Yük. Müh. Ahmet Yalvaç)
12.15   Yemek Arası
13.30   Kaynak parametrelerinin belirlenmesi ( uygulamalı)
(Mak. Yük. Müh. Ahmet Yalvaç )
15.00   Ara
15.30   ITAB sınırlannın yeni geliştirilen
ölçme tekniği ile belirlenmesi
04.12.1998      9.00     Kaynak ve Malzeme standartlan
( Doç. Dr. İbrahim Ertürk - GEDİK AŞ )
10.30   Ara
10.45   Elektrod hakkında bilgi ve Elektrod seçimi
(Doç. Dr. İbrahim Ertürk - GEDİK AŞ )
12.30   Yemek
13.30   Gazaltı kaynak Yöntemleri
(Doç. Dr. İbrahim Ertürk - GEDİK AŞ )
15.00   Ara
15.15   Gazaltı kaynak uygulama
(Doç. Dr. İbrahim Ertürk - GEDİK AŞ )
05.12.1998      9.00     Kaynak Kalite Kontrolü ve Yöntemleri
( Doç. Dr. İbrahim Ertürk ve yardımcı ekip
GEDİK AŞ )
11.00   Ara
11.15   Genel problemlerin tartışılması ve kapanış konuşması
12.30   Yemek
13.30   Bergama Gezisi
Prof.Dr. Güven ÖNAL'n kömürün enerji üretimindeki önemini belirten konuşması, kömür ocaklarında ve santrallarda yaptığı tespitler ve öneriler.
Bu bilgiler 14-18 Şubat 2000 tarihleri arasında TED AŞ Gölbaşı Eğitim Tesislerinde yapılmış olan KÖMÜR, KONVEYÖR VE BAND SEMİNERİ için Hoca)nm hazırladığı kitaptan alınmıştır.
Bu defasında ise benzer hususlar ilavelerle tekrar vurgulanmıştır.





























GİRİŞ
Dünya enerji tüketimi; nufüs artışına, sanayileşmeye ve teknolojik gelişmelere paralel olarak başdöndürücü bir hızla artmakta ve 21, Yüzyıla girerken adeta enerji soğuran bir toplum ortaya çıkmaktadır. Günümüzde, Dünya enerji gereksiniminin % 80'ni kömür, petrol ve Doğal gaz gibi fosil yakıtlarca, geri kalan % 20'si de başta hidrolik ve nükleer enerji olmak üzere, hayvan, bitki artıklar, rüzgar, güneş, jeotermal, odun gibi kaynaklardan karşılanmaktadır. Fosil yakıtların Dünya'da bilinen rezerv dağılımları peüol eşdeğeri olarak % 68 kömür, % 18 petrol, % 14 Doğal gaz olarak hesaplanmaktadır. (Vogel 1999). Buna göre; bilinen petrol rezervlerinin ömrü 45 yl, Doğal gazın 65 yl, kömür'ün ise 240 yıldır. Dünya'nn 21. Yüzyıldaki en önemli ve güvenilir enerji kaynağı yine kömür olacaktır. Nitekim, Dünya elektrik enerjisi üretiminde, 1997 yılında ortalama % 423 olan kömür payının, 2000 yılında % 48'e yükseleceği tahmin edilmektedir (Makowsky 1999). ABD'leri halen elektrik enerjisinin % 56'smı kömürden üretmektedir (Markovvsky, Vogel 1999).
Kömüre dayalı enerji santrallerinde, kömür yakma verimi çok önemli olmaktadır. Bu verim büyük ölçüde kömürün hazırlanması ile ilgilidir. Kömür hazırlama, taş ayıklama, zenginleştirme, harmanlama, stoklama, kırma, öğütme ve kurutma gibi işlemlerden oluşmaktadır.
Bu seminerde kömür ve kömür hazırlama ile ilgili genel bilgilere yer verilmiş ve TEAŞ elemanlar ile konunun önemi tartışılmıştır.
Semineri düzenleyen TEAŞ Eğitim dairesi başkanlığına ve Sn. Ahmet YALVAÇ'a teşekkürlerimi sunarım.
9. TÜRKİYE'DEKİ KÖMÜR YAKAN 
SANTRALLERDE DURUM
Satıcıdan Alman Kömür Nitelikleri Uygun Değil
Alış Noktasında Kömür Yetersiz
Kömürde Çok Miktarda Suni Karışmış Taş Var
Kırma Sistemleri Kömür'e Göre Seçilmiyor. Kırıcılar Sık Arza Yapıyor
Taşma Sistemlerinde (Bant Konveyör, Oluk Ve Shutlar) Önemli Teknik Eksiklikler Var Çok Arza Yapıyor
Kömür'ün Niteliğini Belirleyecek On-Line Analiz Sistemleri Mevcut Değil
Harmanlama Ve Homojenizasyon Yeterli Değil
Stoklarda Yanmayı Karşı Önlem Yok
Değirmenler Yüksek Taşlı Kömürle Çalıştığından Çok Arza Yapıyor. Mevcut Öğütme Sistemleri Taşlı Kömüre Uygun Değil. Çok Fazla Aşınma Var.
Havalı Klasifıkatörler İyi Ayarlanmadığından Yanmaya Giden Kömür'ün Gronalometrisi Uygun Değil
Yanma Kontrolü Yeterli Yapılmıyor
Gerek Kömür Hazırlama, Gerekse Yanma Birimlerinde Uzman İşletmeci Bulunmuyor
Atık Su Değerlendirilmiyor
Sonuç Olarak Yukarda Saylan Nedenlerle Enerji Üretim Verimi % 30 Civarında Düşmektedir.

10. KÖMÜR SANTRALLEİRNDE ENERJİ VERİMİNİ ARTTIRMAK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER
•          Kömür'ün Denetimi
Numune Alma
Hızlı Analiz (On-Line)
Uygun Ve Değişmeyen Özelliklerde Kömür'ün Harmanlama Yolu İle Sağlanması
Gerektiğinde Taş Ayıklama Veya Zenginleştirme »   Uygun Kırıcı Ve Değirmen Seçimi
Yanmaya Giden Kömür Boyutu'nun Otomatik Ölçüm İle Denetimi
Havalı Klasifıkatörlerin Sık Sık Ayarlanması
Yanmanın Denetimi
Gerekirse Yanma Desteği (Co-Firing) Uygulaması
Bant. Kırıcı Değirmen Arızalarının Enaz'a İndirilmesi
Kömür Hazırlama Ve Yakma Birimlerinde Uzman  Personel Kullanılması
Atık Sudan Yararlanılması
Mevcut Personelin Sürekli Olarak Meslek Sonrası Ve İşbaşı Eğitime Tabi Tutulması

18-19 TEMMUZ 2000 Tarihleri arasında Yapılan ENERJİ BRİFİNGİ'nin Değerlendirilmesi
Bu enerji brifinginde; TEAŞ Gn. Müdürlüğü'nün Üst düzey Yönetimi, başta EGE BÖLGESİ'ndeki bazı Termik Santral İşletmelerinin üst düzey yöneticileri ile,TKİ Gn. Müdürlüğü'nün üst düzey yöneticileri ve EGE BÖLGESİ'ndeki Bölge Başmüdürlerinin ve BAKANLIĞI'mızm üst düzey yöneticileri ve uzman bilim adamlarının katılımıyla KÖMÜR ve KÖMÜRE DAYALI PROBLEMLER'in tartışılması fevkalade yararlı olmuştur. Üzerinde ağırlıklı olarak durulan hususlar, çözümleri ve öneriler özet halinde aşağıda sunulmaktadır.
1. Kömür ocaklarında dekapaj iyi yapılamaması, ekskavatör operatörlerinin zaman zaman dikkat etmemeleri nedeniyle santrallara gelen kömürlerin iri taşlarla toprak ihtiva edebildikleri gerçeği kabul edilmiştir.
Bunu önlemek için kömür ocaklarında denetimin etkin hale getirilmesi vurgulanmış, kesin çözüm olarak; kömür ocaklarında kömürün kamyonlara yüklenmeden ya da konveyor bandlarma verilmeden önce, mobil bir sistemle ya da döner bir kırıcı ile öncelikle büyük taşlardan armdmlması, boyutunun küçültülmesi gerekli görülmüştür.
Bu şekilde taşlarda boş yere kamyonlarla santral sahasına kadar taşınmayacak. Bu husus para tasarrufu sağladığı gibi taşıma bantlarının ömrünüde arttıracak kırıcı sistemlerim arızalandnmayacaktır.
2. Kömürün Homojenizasyonunun Sağlanması
Bazen gönderilen kömürlerin ağırlıklı olarak, taş, toprak içerdikleri, bazen kaliteli kömür oldukları, kalorilik değerlerin genelde aritmetik ortalamaları   içerdikleri   sonuçta;   kömürün   gerçekteki   kalorifik değerinde büyük dalgalanmaların olmasından zaman zaman kazanın sönme noktasına geldiği santral işletme müdürlükleri tarafından sık sık dile getirilmiştir.
TKİ tarafı ise çözüm olarak kalorilik şartı yerine, taş toprak göndermemeye dikkat etmekle beraber, TEAŞ'm kömür stok sahalarında değişik kalori ve özellikteki kömürlerin stok edilmesinin ve istenilen özellikteki kömürün paçallanarak elde edilmesinin daha doğru olacağını beyan etmiştir. Sabit özellikte kömür en çok bu şekilde elde edilebilecektir.
NOT: Termik santral kömür park sahalarında zaman zaman yeteri kadar kömür olmadığı, ne bulunursa yakılmak zorunda kalındığı zamanlara rastlanmaktadır.
Park sahalarında değişik kalori ve özellikle kömürlerin bulunmadığı ya da az olduğu, santrallarda yaptığım araştırmalarda benim tarafımdan gözlenmiştir. Bu itibarla TKİ tarafından getirilen öneri bence de olumludur.
Kömürlerin ne şekilde paçallanacağı teknik ve zor bir iştir. Paçallamayı yapacak olan ve park sahalarında bu maksatla da bulunan kömür park makinelerinin özelliklerinden tam manasıyla yararlanıldığı kanaatinde de değilim.
Santral bazında park sahasında makin al arın özelliklerinden yararlanarak paçallarıma suretiyle kömürün HOMOJENİSAS-YONU'nun ne şekilde sağlanacağı uygulamalı olarak gösterilmeli, bunun için EĞİTİM PROGRAMLARİ düzenlenmelidir.
3. KÖMÜR'ün ve KÜL'ün hızlı analiz yöntemlerinden yararlanarak analiz edilmesi
Şu anda uygulanan laboratuvar analiz yöntemlerinde, alman kömür numune sinin netice gelinceye kadar yığınlar halindeki kömür yanıp bitmektedir. Bu itibarla günde kaç defa numune alırsanız alın kontrol etme ve önlem alma imkanı ya çok zayıftır ya da hiç yoktur. Bu itibarla HIZLI ANALİZ, başka bir deyişle ONLİNE sisteminden yararlanmakta fayda vardır. Ama TÜRKİYE'bu teknolojide yeterli bilgi
ve deneyime sahip değildir.
Bu itibarla, ağırlıklı olarak bu teknolojiyi kullanan Yunanistan'a TKİ ve TEAŞ elemanlarından oluşturulacak bir grubun ziyarette bulunmasında fayda görülmüştür. Bu suretle Yunanistan Elektrik İdaresinin ve santrallann ne şekilde işletildiği de incelenmiş olacaktır.
Yunanistan Elektrik İdaresi Başkam Dr. LEONTİDİS'in böyle bir teknik ziyarete KÖMÜR SEMPOZYUMU'nda yeşil ışık yaktığı ilgili hocalarımız tarafından ifade edilmiştir.
Eğitim çalışmalarına genişletilerek devam edilmelidir.
SANTRALLAR'ın REVİZYONU
Bu konuda önerilen husus ve yöntemler oturup tartışılmalıdrr.

18.19/2000 tarihinde yapılmış olan ENERJİ BRİFİNGİ'ne Enerji Bakanlığı'ndan davet edilenler:
H.Y. YİĞİTGÜDEN Müsteşar
Mustafa MENDİLCİOĞLU Müst. Yrd.
Osman İLHAN
Enerji İşleri Gen.Müd. V.
Tuncay DERMAN
Termik Santrallar ve Otoprodüktör Daire Başkanı
Teftiş Kurulu Daire Başkanlığı'ndan
(     Tuğrul TURHAN
Teftiş Kurulu Başkanı
Savaş ERDEM Baş Müfettiş
18.19 / 7 / 2000 Tarihinde yapılmış olan ENERJİ BRİFİNGİ'ne TKİ. Genel Müdürlüğün'den davet edilenler:
Yusuf CEBİ Genel Müdür.
Hasan Yılmaz
Genel Müdür Yardımcısı
Ömer ÜNVER
Etüd Plan Proje Da.Bşk.
D.Kaya ACAR
Eğitim İş Güv.Dai. Bşk.
Koksal MUCUK
İşletme Dairesi Başkanı
Taşra Teşkilatından:
Bekir Sıtkı ALICIOĞLU
SOMA Linyitleri Bölge Baş Müdürü
SOMA Linyitlerinde ocaklarda çalışan ve TEAŞ'la ilişkide olan bir mühendis
İbrahim ERDOĞMUŞ
Yatağan Linyitleri Bölge Baş Müdürü
Yatağan da kömür ocaklarıyla doğrudan ilgili olan ve TEAŞ' ta yaşanan sorunları bilen bir mühendis
Mehmet ONGUN
Yeniköy - Kemerköy Linyitleri Bölge Baş Müdürü
Yeniköy -Kemerköy ocaklarıyla doğrudan ilgili olan ve TEAŞ'la yaşanan sorunları bilen bir mühendis
Kemal PEMBE Garp Linyitleri İşi. Müd.      KÜTAHYA
TEAŞ Genel Müdürlüğünden davet edilenler:
Muzaffer SELVİ TEAŞ Gen.Müdürü
Öner GÜLYEŞİL
Termik Santrallerden sorumlu TEAŞ Gen. Müd. Yard.
Budak DİLLİ
TEAŞ Gen.Müd.Yrd.
Recep YILMAZ

Termik Santraller İşletme ve Bakım Dairesi Başkanı Sami KAYA
Termik Sant.İşl.ve Bak.Dai.Bşk. Yard.
Cumali TAŞTEKİN Kömür Müdürü
Hüsnü ALT İN KAYA
Termik Santrallerin Enerji Kayıplarıyla İlgilenen Md. Yrd T E AŞ TEKNİK KONTROL LABO RATU VAR LARI' N DAN Metin ÖZKAN
Teknik Kontrol Laboratuarları Müdür Adalet ÇELEBİ
Kömür Analizlerinden sorumlu Baş Müh.
Türker YILMAZ NDT Uzmanı
T E AŞ TERMİK SANTRAL İŞLETMELERİNDEN
Mehmet HOŞOĞLU
Yatağan Termik Sant. İşi. Md.
Yatağan Termik Santralinde çalışan, kömür işleriyle uğraşan ve TKİ ile sorunları bilen bir Mühendis
Abdulkadir ÇARIKÇI
SOMA Termik Sant. Genel Müdürü
İzzet ATEŞ
SOMA Dış Tesisler ve Kömür İşlevinden Sorumlu Md. Yard.
Niyazi KÖSTEKLİ
SOMA Term.Sant.Tek.Müd.Yard. veya
Mehmet Emin Gül Kazan Baş Müh.
Muzaffer BAŞARAN
Yeniköy Term. Sant. İşi. Müd.(Gn.Md)
Kömür İşleriyle uyraşan ve TKİ ile sorunları bilen bir mühendis
Ahmet Nuri NAL
Kemerköy Termik Sant.Gen.Müd
Osman Ferah ALTUNAY Kemerköy Termik Sant. Gen. Md. Teknik Gn.Müd.Yard.
Temel AYTEN
AFŞİN - ELBİLTAN Term.Sant.İşl.Md. Ali KAP LAN KIRAN
AFŞİN-ELBİSTAN Term. Sant. Teknik Müd. Fatih YÜKSEL
AFŞİN-ELBİSTAN Linyitleri İşi. Md.
AFŞİN - ELBİSTAN Linyitlerinde Kömür Planlaması ile ilgilenen Müdür yada Müdür Yardımcısı
Kemal ÖZDEMİR
AFŞİN - ELBİSTAN Linyit İşletmesi dış tesislerde Baş Müh.
Ferit ÖZER
ÇAYIRHAN Termik Sant. İşi. Müd. A.Rıza KAYA
Seyitömer Termik Sant. İşi. Md. Yrd. (Teknik)

T E AŞ EĞİTİM DAİRESİ'NDEN
Alev Deniz KILIÇ Eğitim Dairesi Başkanı
Mehmet DÜZGÜN Eğitim Dairesinde Uzman (Eski Laboratuar Müdürü)
T E AŞ APK. DAİRESİ'NDEN
Nur YILDIRIM APK.Daire Başkanı
Mahmut Mevlana YETKİN Müdür Yardımcısı
T E AŞ ÇEVRE DAİRESİ BAŞKANLIĞINDAN Metin YILDIRAN Daire Başkanı
Hakkı ÖREN Müdür.
Nurettin ARIEL Baş Mühendis
TEAŞ MALZEME YÖNETİMİ'NDEN
Coşkun OZOĞUL 
Malz. Yön. Dai.Bşk.
Rahmi GÖKDEMİR Müdür.
TEAŞ TİCARET DAİRESİ'NDEN

Battal FİDAN Daire Başkanı
Satmalıma ve İhaleler Konusunda Uzman bir yetkili
TEAŞ TEFTİŞ KURULU BAŞKANLIĞINDAN
Erdoğan KAVAL Daire Başkanı
Refik KAHRAMANER Baş Müfettiş
SerayTURAN Baş Müfettiş
Sefer BÜTÜN      Baş Müfettiş

24 Haziran 2014 Salı

YEDİ UYURLAR UYANIYOR


YEDİ UYURLAR UYANIYOR
            AFŞİNLİLER Derneği Ankara Genel Merkezi olarak, AFŞİN’in kalkınmasıyla ilgili ele aldığımız projeleri ve haberleri bu başlık adı altında sizlere duyurmak istiyoruz.

            27 Nisan 2004 Salı akşamı derneğimizde böyle bir toplantı gerçekleşti. Termik Santraldan kaynaklanan hava kirliliğinin nasıl önleneceği, termik santraldaki atık ısıdan yararlanarak AFŞİN-ELBİSTAN kasabaları ile diğer yakın yerleşim yerlerinin merkezi sistemle nasıl ısıtılacakları ve atık ısıdan yararlanarak seracılık yapılabilir mi konularını ele aldık.

            İkinci santralin devreye girmesi ile bölgede hava kirliliğinin daha da artacağı muhakkak. Buna paralel olarak, santralların bölge tarımına olumsuz etkileri de artacak. Biz böyle bir toplantı ile bu olumsuz etkilerin nasıl bertaraf edilebileceklerini ortaya koymak ve yukarıda bahsettiğimiz atık ısıdan bölgenin yaralanmasını istiyoruz.

            Ayrıca, santraldan kaynaklanan hava kirliliğinden ve külden hem bizlerin hem de bölge tarımının olumsuz yönde etkilenmesine karşın imkanlardan yeteri kadar yararlanabildiğimizde söylenemez. Bu itibarla santrallarda yöre halkından daha fazla personelin istihdam edilmelerini de talep ediyoruz. Termik sanrallardaki işler genelde teknik ağırlıklı olduklarından ve özel eğitim gerektirdiğinden, bu hususunda nasıl halledilebileceğinin ipuçlarını bu toplantıda vermeye çalıştık.

            Ayrıca baca gazından kaynaklanan hava kirliliğinin önlenmesi çalışmalarında, baca gazından yararlanarak tarımda kullanılan AMONYUM SÜLFAT ve AMONYUM NİTRAT gübrelerinin elde edildiğini öğrendik. Kömürün külünden çimento fabrikalarında yararlanıldığı, bazı kıymetli metallerin Germanyum ……v.s. gibi kömür külünden elde edildiği söyleniyor. Bunlar bölgemize canlılık getirecek, refah seviyemizi yükseltecek önemli projeler.

            Böyle bir toplantıdan hem sizleri haberdar etmek istiyoruz. Hem de desteğinizi talep ediyoruz.

            Sorunların çözülmesi, taleplerimizin karşılanması siyasi otoriteye bağlıdır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nezrinde girişimlerde bulunak; yapılabilecekler ve haklı taleplerimiz karşısında ısrar etmek ve sonuca ulaşmak ise, başta bölgemiz Milletvekilleri olmak üzere, tüm K.Maraş Milletvekillerinin sorumluluğundadır.

            Bugün için K.Maraş’ın (8) Milletvekili vardır. Bunlardan (7)’si iktidar partisinden (AKP’den) (1) ise CHP’dendir.

            Sayın Avni DOĞAN ile Sayın Nevzat PAKDİL Bölgemiz milletvekilleridir. Ve iktidar partisindendirler. Üstelik yerel seçimlerde gerek yöremiz halkı gerekse Kahramanmaraş genelinde halk AKP’de tercihini yaptı. Bu itibarla, böyle bir tercihin yapılabileceklerin yapılmasında, haklı taleplerimizin karşılanmasında bir ağırlığının olması gerektiğine inanıyoruz. Bu konuda sizlere söyleyeceklerimiz var.



            TOPLANTIYA DAVET EDİLENLER:

            Kahramanmaraş Milletvekilleri
            1.Nevzat PAKDİL
            AKP Milletvekili TBMM Başkan vekili
            2.Avni DOĞAN
            AKP Milletvekili
            3.Mehmet Ali BULUT
            AKP Milletvekili
            4.Ali SEZAL
            AKP Milletvekili
            5.Hanefi MAHÇİÇEK
            AKP Milletvekili
            6.Fatih ARIKAN
            AKP Milletvekili
            7.Mehmet PARLAKYİĞİT
            CHP Milletvekili

            -Bölgemizden Belediye Başkanları
            -Enerji sektöründe görev yapmış olan yapmakta olan yada sorunların çözümünde katkı koyabilecek olan üst düzey bürokratlar.
            Bunların büyük bir kısmı hemşehrilerimizdir.
            -Konusunda uzman ve üniversitelerden bilim adamları

            Konuşmacı:
Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ
EÜAŞ Genel Müdürlüğü Termik Santrallar İşletme ve Bakım Dairesi Başkanlığı elemanı,
ESM Enerji, SANAYİ, Maden Kamu Emekçileri Sendikası İşyeri Yürütme Kurulu Başkanı

Makine Yüksek Mühendisi sayın Ahmet YALVAÇ, AFŞİN-ELBİSTAN yöresinin yakından tanıdığı bir isim. AFŞİN –ELBİSTAN Termik Santralinin kuruluş aşamasında önemli hizmetlerde bulunmuş, bilhassa dünyanın her yerinde aranan, kolaylıkla iş bulabilen kaynakçıların yetişmesine vesile olmuştur. Gündeme getirmiş olduğumuz bu projeler ve önerilerde onun fikridir. Böyle bir toplantının yapılmasında maddi manevi destek sağlayan, gayret sarf eden ve aynı zamanda hemşerimiz olan Makine Yüksek Mühendisi Sayın Ahmet YALVAÇ’a bu vesile ile teşekkür ediyoruz.

Bu toplantının gerçekleşmesi hususunda çok çaba sarf ettik, çok zaman harcadık. Yukarda da ifade ettiğimiz üzere tüm Kahraman Maraş Milletvekillerinin katılmasını arzu ettik. Toplantı tarihi olan 27 Nisan 2004 Salı akşamını sayın milletvekillerimizin görüşleri doğrultusunda tespit ettik. Ve hiçbiri gelmem demedi.

Ama ne var ki toplantıya milletvekillerinden sadece CHP Milletvekili sayın Mehmet PARLAKYİĞİT katıldı. Sayın Mehmet Ali BULUT ise, katılamayacağı hususunda bize faks gönderdi. Hiç olmasa diğerlerinden de en azından bir faks, bir telefon beklerdik. Maalesef bunu da yapmadılar.

            Bu vesile ile davetimize icabet ederek toplantımıza katılan CHP Milletvekili Sayın Mehmet PARLAKYİĞİT’e, faksla katılamayacağını bildiren sayın Mehmet Ali BULUT’a huzurlarınızda teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Bu husus AFŞİNLİLER derneği olarak bizim siz yöre halkına şikayetimizdir.
Toplantı öncesinde AFŞİN Belediyesi Başkanı olmak üzere, diğer yerleşim yerlerinin Belediye Başkanlarının çoğunu Ankara’da gördük. Bu itibarla davetimizi onlarada ilettik. Söz verdikleri halde maalesef onlarda gelmediler. Büyük bir ihtimalle sayın milletvekillerimizin bu toplantıya katılmamaları hususunda onları da yönlendirdiklerine inanıyoruz.

            Toplantımıza iştirak edenlerin listesi elimizde mevcut. Onları da ilişikte sizlere takdim ediyoruz.

Böyle bir toplantı aslında sayın Milletvekillerimiz için bir fırsat idi. Gönül arzu ederdi ki sayın milletvekillerimizin çok önemli bir yerde, çok önemli kişi yada kişilerle randevuları bile olsa onları da berberinde alıp, toplantıya katılabilir, onları da devreye sokabilirlerdi. Herhalde onlara da saygıda, ikramda kusur etmezdik.

Biz sayın milletvekillerimizin toplantıya iştirak etmemelerini bir rastlantı olarak telakki etmiyoruz. Eğer sayın milletvekillerimiz örneğin EÜAŞ Genel Müdürlüğüne, yada başka bir üst düzey yetkiliye yada Sayın Enerji be Tabii Kaynaklar Bakanına konu hakkında soru sordularsa, muhtemelen böyle bir toplantıya katılmamaları hususunda yönlendirilmişlerdir.

Sayın Milletvekillerimizin bu toplantıya katılmamaları AFŞİNLİLER Derneği ile bir problemden kaynaklandığı kanaatinde de değiliz. Bin bir dalaverenin döndüğü, hortumcuların kol gezdiği günümüzde sayın milletvekillerimizin ve yöre halkının menfaatlerinin yanında olmalarını beklerdik.
Problemin iktidar ve bürokrasi ile ilgili boyutuna konuşmacımız Makine Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ birazdan  değinecek.
İşte bu sebeple sizlerin desteğine ihtiyacımız var.
           Yönetim kurulu adına
   BAŞKAN 
                    Abidin POLAT


TEKNİK İÇERİKLİ SORUNLARIN CEVAPLANDIRILMASI.

Makine Yüksek Mühendisi. Ahmet YALVAÇ
EÜAŞ Genel Müdürlüğü  Termik Santral İşletme ve Bak. Dai. Başkanlığı Elemanı.
ESM (Enerji, Sanayi, Maden Kamu Emekçileri Sendikası) İşyeri Yürütme Kurulu Başkanı

Böylesine yararlı bir toplantının gerçekleşmesinde baştan beri canla başla çalışan, büyük gayret sarf eden sayın Abidin POLAT’a AFŞİNLİLER Derneğinin şahsında çok teşekkür ediyorum. Ayrıca davete icabet etmelerinden dolayı da CHP K.Maraş Milletvekili sayın Mehmet PARLAKYİĞİT’e toplantıya katılmasa bile faks gönderme nezaketinde bulunan K.Maraş AKP Milletvekili Sayın Mehmet Ali BULUT’a teşekkürlerimi sunuyorum.
Teknik içerikli hususlar hakkında bilgi vermeye başlamadan önce sayın Milletvekillerimizin böyle bir toplantıya niçin katılmadıklarına değinmek istiyorum.


            Sorunların çözümü hususunda yıllardan beri termik santralar da, kömür ocaklarında araştırmalar yapıyorum, konusunda uzman bilim adamları ile konferanslar veriyorum. Hazırladığım raporlar silsile yoluyla Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna kadar intikal etti. Bu bilgiler, bu araştırmalar, sempozyum kitaplarına, dergilere girdi. Büyük tirajlı ve saygın bir gazete de birinci sayfada haber olarak çıktı. Ama maalesef iktidarlar bu bilgi ve belgelere hep kulaklarını kapadılar. Doğrulara kulaklarını kapama hala devam ediyor.
           
            Gösterilen direnç, işlerin düzelmesine karşıdır. Birlikte çalıştığımız uzman Profesörler var. Onların içinde işlerin düzeltilmesi hususunda teklifte bulunanlar ısrarcı olanlar var. Maalesef onlara da kulak tıkanıyor. Onun için diyorum ki sorun kişisel değil. Ne AFŞİNLİLER DERNEĞİ’nin ne benim nede Üniversitelerin nede bilim adamlarımızın şahsıyla ilgisi var. Sorun tamamıyla siyasi.

            Konunun AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralı ile ilgisi şurada. Bu husus aynı zamanda sayın K.Maraş Milletvekillerinin ve yerel yöneticilerinin bu toplantıya katılmalarının niçin engellendiği sorusuna da cevap teşkil edeceği kanaatindeyim.

            Yaptığım araştırmalar doğrultusunda, ortaya koyduğum bilgi ve belgelerin ışığı altında enerji krizinin ve sayıları her geçen gün artan doğalgaz santralarının bir senaryo olduğunu anlatmaya çalışıyorum.

            Başta kömür santralleri olmak üzere termik, santralardaki sorunları çözmek, verimi dünya standartlarına çıkarmak için bir kadro talebinde bulunmadan görev verilmesini istiyorum. Yukarda da izah ettiğim gibi ne benim ne de konusunda uzman profesörlerimizin olumlu yöndeki çağrılarına bir cevap yok.

            Kömür santralarının, Devlet olarak biz çalıştıramıyoruz gerekçesiyle ölmüş eşek fiyatına satılmak istenmesi de böyle bir senaryonun bir parçası.

            Ben bildiğim kadarıyla AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralı da özelleştirme adı altında satış listesinde idi. Yöre halkının direnişi nedeniyle bu satış işleminin yürürlüğe konulamadığı kanaatindeyim. Ama AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralinin özelleştirme adı altında satışından vaz geçildiğini sanmıyorum.

            Durum böyle olunca da, santralın verimli çalışması, üstelik atık ısıdan yararlanarak AFŞİN-ELBİSTAN kasabaları ile, diğer yakın yerleşim yerlerinin ısıtılması, seracılık yapılması, kömür külü ve baca gazından yararlanarak yeni yatırımların yapılması sonucu halkın refah seviyesinin yükselmesi bu santralın ölmüş eşek fiyatına elden çıkartılmasına engel teşkil ediyor. İşte bunun için olmalı ki yörenin Belediye Başkanlarının katılımlarıda engelleniyor. Aman ha halkın gözü açılmasın….!

            Aslında ekonominin de çöküş hikayesi olan 5-6-7 Aralık 2000 tarihin de Ankara’da Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)’nun sempozyum kitabına da giren (20) sayfalık makalenin tamamı parça parça da olsa bölümler halinde sunulsa, detaylar hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlere yararlı olur diye düşünüyorum. Yada doğrudan kaynağa ulaşılarak bilgi sahibi olunabilir.

            KÖMÜR SANTRALLARINDA HAVA KİRLİLİĞİ NASIL ORTAYA ÇIKMAKTADIR VE NASIL ÖNLENEBİLİR.?

            Kömür Santralarından kaynaklanan hava kirliliği genelde santralların iyi işletilmemesinden kaynaklanmaktadır. Eğer santrala proje değerinde kömür veremeseniz, yada vermezseniz, ki bu hususta genelde harmanlama ile ilgili, yanma iyi olmaz. Yanma iyi olmayınca da hem aynı miktar kömürden daha az enerji elde edersiniz, hem de hava kirliliği kaçınılmaz olur. Burada hava kirletici olarak karbon monoksiti kastediyorum.

            Yanmanın iyi olmamamsı sonucu oluşan en tehlikeli hava kirletici karbon monoksit (CO) gazıdır. Bu sorun AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralı, içinde geçerlidir. CO Hem çok zehirli hem de kalorisi çok yüksek bir gazdır.

            Karbon monoksitin (CO nun), karbondioksite dönüştürülmesi (CO2) iyi bir santralcılık İle mümkün. Bu günkü konumuz bölge ile ilgili projeler olduğu için bu kadar açıklamayı şimdilik yeterli buluyorum.
           
            Şimdi diğer bir hava kirletici üzerinde durmak istiyorum: Kükürt dioksit gazı (SO2)

            Kömürün yanması sonucu oluşan SO2 gazı; kükürt dioksitle oluşan hava kirliliği ile, reaksiyonlar sonucu bu gazdan oluşan So3, H2SO3, ve nihayet H2SO4 sülfürik asit ayrı bir kirlilik. Kimyasal reaksiyon sonucu oluşan sülfürik asitH2SO4 yağmurla, yada soğutma kulelerinden atılan su buharları  ile tarlalara iner ve bitkilere yakarak zarar verir. Baca gazındaki SO2 gazının alınması, baca gazı arıtma tesislerinin, başka bir deyişle DESÜLFÜRİZASYON ünitelerinin kurulması ile mümkün. Baca gazından yayılan SO2 gazı ile diğer kirleticilerin 1 m3’teki yüzde oranlarını bilmediğim için çevreye ve insan sağlığına olumsuz etkileri konusunda bir şey söyleyemiyorum.
             

            Biz bacaya takılan aletle alınan değerlere emisyon, (€) insan sağlığı ile ilgili olarak yere yakın kısımdaki ölçümlere ise imisyon (İm) değerleri diyoruz. Bölgedeki emisyon ve imisyon değerlerinin ölçülmesi lazım. Bu hususlarla geniş çapta üniversiteler ilgilenmektedirler. Hem de kimse maalesef kendi yoğurduna ekşi demiyor.

            Aslında AŞİN-ELBİSTAN Termik santralıda dahil, bütün santralarda emisyon ölçüm cihazları başlangıçta konulmuş, ama yaptığım araştırmalarda bu aletler ya çalışmıyor, ya da sökülmüş ya da bu aletleri çalıştıracak  yada alınan değerleri tahlil edip uygulamaya koyabilecek personel yok. Yani işler ha babam de babam usulü.

            İlişikte AŞİN-ELBİSTAN Termik santralının kazan altından alınan kül-curuf numunesinin laboratuar analizini görüyorsunuz. Değerlerden yanmanın iyi olmadığı açıkça görülmektedir. Yanmanın iyi olamaması neticesinde hava kirliliğinin ve enerji kaybının meydana geleceğini yukarda vurgulamıştım.
                       
            KÜL SORUNU:
           
Burada baca gazı dolayısıyla çevreye yayılan külden bahsediyorum. Kömürün yanması sonucu oluşan küllerin bir kısmı cüruf olarak kazan altına gidiyor, ki stok sahasına konveyörlerle gidenler bunlar, diğer kısmı ise uçucu olarak baca gazına karışıyor. Uçucu külleri tutmak için sistemde elektro filtreler var. Eğer elektro filtrelerin hazinelerinde biriken uçucu küller zamanında temizlenirse, filtrelerin bakımı zamanında yapılırsa bir sorun olmaz. Dolayısıyla bu hususta santral işletmeciliği ile ilgili bir husus.

            Ben bu hususunda iyi yapıldığı kanaatinde değilim. Filtrelerin devre dışı bırakılarak küllerin havaya atıldığını duyuyorum. Bu sorunda aslında bütün santralar için geçerli.

            Uçucu küllerin insan, hayvan ve bölge tarımına olumsuz etkilerini şu şekilde özetlemek mümkün.

            Kömürün yanması sonucu oluşan kül kuru olduğu zaman pek sorun yaratmıyor da, rutubetle karşılaştığı yada ıslatıldığı zaman, aktif olarak bazı asit ve baz karakterli kimya sallar oluşmaktadır. İşte sorunlar bu aşamada başlamaktadır. Solunum organlarındaki rutubet nedeniyle, soğutma küllerinden atmosfere yayılan buhar nedeniyle, yada yağmurla insan ve canlı vücudunda tahribat olmakta, toprağın bileşimi değişmekte yada asit ve baz karakteri dolayısıyla yanma ….vs. olmaktadır.

            BRÜDENLERDEN KAYNAKLANAN HAVA KİRLİLİĞİ:

            AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralın da görmüşsünüzdür; her ünitede kazanın etrafında dört köşede birer tane baca var ve bu bacalardan siyah duman çıktığını görürsünüz. 4.Ünitede bunlardan toplam 16 adet var. İşte biz bu bacalara brüden bacaları diyoruz.

            Bu brüden bacalarından siyah duman şeklinde çıktığını ifade ettiğimiz şey aslında duman değildir. İnce kömür taneleridir. İşte bu brüden bacalarından atmosfere gönderilen ince kömür taneleri hem enerji israfıdır, hem de çevre kirliliği yaratmaktadır.

            AFŞİN-ELBİSTAN yöresinde şu anda kullanılan kömür düşük kaliteli linyitler sınıfındandır ve kalori değerleri diğerlerine göre düşüktür. Santralın projesi yapılırken bölgedeki kömürün kalori değerlerini biraz yükseltmek için, rutubetinin alınması gerektiği sonucuna varılmış, işte bu maksatla sözünü ettiğimiz brüden bacaları ve bunun bir parçası olan brüden filtreleri takılmış. Tabii ki brüdenler diğer kısımları ile birlikte bir sistemdir. Şimdi buradaki sorun şuradan kaynaklanıyor.

            Proje aşamasında kömürde öngörülen rutubet oranı %52 gibi. Ama çıkan kömürdeki rutubet daha  az %42 gibi, yani kömür öngörülenden daha kuru, yukarıdaki rakamlara göre %10-12 gibi bir oranda kömürün daha kuru gelmesi sistemin sağlıklı çalışmasında bazı sorunları da beraberinde getiriyor.

            Kömür ufalanmak üzere değirmenlere geldiğinde, toz halinde olanlar yada değirmenlerde toz haline gelen kömürlerden bir kısmı oradan aspiratörlerle emilerek brüden filtrelerine geliyor. Orada uzun plakalar halinde metal levhalar ve aralarında da yay halinde elektrik telleri var. Burada kazandan alınan ısınında yardımıyla kömür kurutuluyor. Kuruyunca da haliyle kalorisi yükseliyor. Tabii ki kalorisi yükselen kömürü toplayıp yanma odaların göndermek gerekiyor. İşte bu toz halindeki kömürü hava ortamından ayırtıp almak için elektrostatik güçten yararlanılıyor. Bu iş ise metal levhalarla onların arasındaki elektrik dirençleri yapıyor. Bir brüden filtresinde yüzlerce levha ve elektrik dirençleri var.

            Eğer kömür başlangıçta öngörülen gibi %52-53 oranında rutubetli gelse hiçbir sorun olmayacak, brüdenlerde toz halindeki kömürlerin hepsi tutulacak ve bu durumda bacalardan kömür tozu değil de sadece su buharı çıkacaktı.

            Durum böyle olunca çözüm şu:
            Brüden filrelerinin hacmini genişletmek lazım. Yani daha fazla sayıda levha ve daha fazla sayıda elektrik direnci koymak lazım. Yani ilave filtre yapmak lazım. Yer müsait.

            Brüden sorununu halledince daha az kömürle daha fazla enerji elde etmek mümkün. Daha az kömür kullanmak ise, çevre açısından daha az kirlilik demektir….vs. Sorunun çözümünde elde edilecek faydaları daha sıralayabilirsiniz.

            Bu sorunları ve çözüm önerilerini de yıllar önce ilgililere ve yetkililere söylemiştim. Tabii ki sorunun resmen yeni farkına varıldı ve çözülmeye çalışılıyor.

            TERMİK SANTRALLAR DAHA İYİ NASIL ÇALIŞTIRILABİLİR?

            Eğer termik santralar usulüne göre çalıştırılmış olsa ne enerji sorunu ortaya çıkardı nede hava kirliliği…vs.vs.

            Biz özelleştirme, güzelleştirme …vs. gibi hususları dilimize dolamış gidiyoruz. Biz batıdan işimize gelenleri alıyoruz. Gelmeyenleri değil. Nedir bu işimize gelmeyenler? Batının başta Almanya’nın santraları daha verimli çalıştırabilmek için uyguladıkları yöntemler. Ama bunları hep gözardı ediyoruz. Bu hususların detayları 18-19 Temmuz 2000 tarihinde Enerji tabii Kaynaklar Bakanlığında üst düzey yöneticilere verdiğim brifingte de var. Elektrik Mühendisleri Odasının Sempozyumu kitabında var.   ….vs. Ayrıca halen görev yapmakta olduğum Termik santrallar İşletme ve Bakım Dairesinde var. Genel Müdürlükte var….vs.vs.

            Bugün 1985’ten beri kuruma teknik düzeyde eleman alınmıyor. Arada tek tük alınsa bile sorunu çözecek düzeyde değil. Normal yada yıldırma sonucu emekli olanlarıda göz önünde bulundurduğumuzda kurumda iş yapabilecek nitelikteki elemanların sayısı her geçen gün azalmaktadır. Çok az sayıda kalan işe yarar nitelikteki elemanlardanda gerektiği gibi yararlanıldığını, yararlanmak istenildiğini söylemekte bu gün için maalesef mümkün değil. Bu gibi elemanlar ya pasif hale getiriliyor, ya ilgisi olmayan yerlere gönderiliyor… vs.

            Yetkililerin bel bağladığı özel sektöründe bu işi bildiğini söylemek maalesef mümkün değil. Onlarda genelde Elektrik Kurumundaki eski elemanlardan araklamak suretiyle işi yürütmeye çalışıyorlar. Burada sonuç olarak şunu söylemek istiyorum.

            EÜAŞ Genel Müdürlüğü olarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak özel sektöre işin öğretilmesi de dahil yapacakları yapması gereken çok şey var. Bu konularda tek başıma yada uzman profesörlerle konferanslar veriyorum. Belki bir gün bu araştırmaları bilgileri sizlere de doğrudan sunmak ve sorularınızı cevaplamak imkanı olur.

            Bu itibarla konuyu dağıtmamak için termik santraların daha iyi nasıl işletilebilecekleri hakkındaki detaylara da burada girmek istemiyorum. Ama iyi bir işletmecilikle çoğu sorunların halledilebileceğini yada asgariye indirilebileceğini tekrar vurgulamak istiyorum.

AFŞİN-ELBİSTAN KASABALARI İLE BAZI DİĞER YAKIN YERLEŞİM YERLERİNİ SANTRALDAKİ ATIK ISIDAN YARARLANARAK MERKEZİ SİSTEMLE ISITMAK MÜMKÜN MÜ?

            Termik santrallar ister kömürle çalışın, ister fuiloille, ister doğal gazla çalışsın, isterse de nükleer yakıtla çalışmış olsun, elde edilebilecek termik verim maksimum %45’tir. Bu verim teorik verimdir ve CARNO verimi diye adlandırıyoruz.

            Ama uygulamada termik santralar RANKİN verimi ile çalışırlar:%38 başka bir deyişle bu durumun anlamı şu: Termik santrallarda yaktığımız 100 kğ’lık kömürden meydana gelen ısının ancak %38
’ini elektrik enerjisine çevirebiliyoruz demktir. Arta kalan ısı soğutma suyu vesilesi ile kulelerden atmosfere atılıyor, yada eğer soğutma suyu denizden alınıyorsa atık ısıyı denize veriyoruz demektedir.

            Sıvı ve gaz yakıtla çalışan otomobillerde CARNO çevrimine göre çalışırlar. Burada da elde edilecek maksimum güç ancak %45 kadardır. Uygulamada otomobillerdeki verim termik santrallardan biraz daha yüksektir. Belki %40-41 gibi şimdi termik santrallardaki atık ısının ne olduğunu , nasıl oluşturduğunu biraz izah etmeye çalışalım.

            Termik Santarllar bir kapalı çevrimdir. Kazana basılan su özel işlemlerinden geçirilerek yumuşatılmış saf sudur. Eğer bir yerden kaçak falan olmazsa hep sabit kalır. Önce ısınır buhar olur, kızdırılarak basınç artırılır. Basıncı artırılan kızgın buhar önce yüksek basınç türbinini, sonra orta basınç türbinini döndürür. Buradan çıkışta basınç ve sıcaklığı azalmıştır, tekrar kazana gönderilir, sıcaklık ve basıncı biraz yükselmiş olan buhar bu defasında alçak basınç türbinine girer ve onu döndürür. Buradan çıkışta basınç ve sıcaklık hayli azalmıştır., tekrar kazana göndermeye gerek yoktur. Bu itibarla basınç ve sıcaklığı enerji üretmeye uygun olmayan yorgun buhar, ki buna çürük buharda diyoruz yoğuşturucuya (CONDENCER) göndermek suretiyle tekrar su haline dönüştürmemiz gerekiyor.

            İşte çürük buharı suya dönüştürmek için soğutucu olarak CEYHAN NEHRİ’nin suyundan istifade ediyoruz. Soğutma suyu çürük buharı su haline getirirken kendisi ısınıyor. Isınan soğutma suyunu tekrar kullanabilmek için soğutmak maksadıyla soğutma kulelerine gönderiyoruz.

            İşlem bu şekilde CONDENCER ile soğutma kulesi arasında devam ediyor.

            Isınan Ceyhan Nehri’nin  suyundaki ısıyı soğutma kulelerinden atmosfere atarken, soğutma esnasında suyun bir kısmı da buharlaşarak yine atmosfere atılıyor.

            Soğutma suyundaki bu şekildeki bir azalmadan dolayı su stok havuzunu sürekli olarak Ceyhan Nehri’nin kaynağından takviye etmek gerekiyor.

            Eğer biz CONDENCER diye adlandırdığımız çürük buharı yoğunlaştırma adasına Ceyhan Nehrin’den gelen suyu değil de, AFŞİN-ELBİSTAN kasabaları ile yakın yerleşim yerlerinde kurulan merkezi sistem kalorifer tesislerinden gelen suyu girdirip çıkartırsak, ne havayı ısıtmaya gerek kalır, nede Ceyhan Nehri’nin suyunun soğutma kulelerinden buharlaşmasına gerek kalır. İşin özeti bu.

TERMİK SANTRALARDAKİ ATIK ISI İHTİYACIMIZI KARŞILAYACAK MİKTARDA MI?

            Termik santraların çalışmasında RANKİN veriminin esas alındığını vurgulamıştık. Ama bizdeki santraların %38 verimle çalıştığını da söyleyemeyeceğim. Ve hesapta %35 verimi esas almak istiyorum.

            AFŞİN-ELBİSTAN Termik Santralinde (4) ünite çalıştığında (1) saate üretilen enerji:

            4X340 MW=1360MW (%35)

            Termik santralarda başta doğalgazla çalışanlar olmak üzere atık ısıdan da yararlanıldığında yakılan yakıtın %55-60’ına kadar istifade edilebilmektedir. Toplam kulanım oranını %55 olarak alırsak; AFŞİN-ELBİSTAN için atık ısıyı şöyle buluruz:

            %55-35=%20

            =(1360 MW /35)X20 =777, 1428 MW

            Bunun anlamı şu:

            Eğer biz santraladaki atık ısıyı enerjiye çevirebilişmiş olsaydık, üretilen 1360 MW enerjiye ilave olarak 777, 1428 MW daha elde etmemiz gerekirdi. Bu miktar santralda üretilen üretilmesi gereken 1360 MW enerjinin yaklaşık %57’sine tekabül etmektedir. Ve biz burada bu atık ısıdan ne kadarını ne şekilde kullanacağımızı ortaya koymaya çalışacağız.

            Isı gereksinimini elektrik enerjisini esas alarak hesaplamaya çalışalım.

            2800 Watt gücündeki bir yağlı radyötörle soğuk bir kış günü bir odayı bir salonu ısıtmak mümkün. Buna göre 3 oda + 1 salonu olan bir evin (1) saatteki elektrik sarfiyatı :

            4X2800 W =11200 Watt =11,2 KW/h

            Aslında sarfiyat bu rakama da .çıkmaz. Santralda AFŞİ-ELBİSTAN kasabaları ile diğer yakın yerleşim yerlerine borularla hat çektiğimiz de, yerleşim içinde de dağıtımda yine hatlar olacağından gelen ısının bir kısmı, boru izoleli de olsa elbette kaybolacaktır. Biz ısı kaybının %40 olduğunu kabul edersek kullanılan ısı şöyle bulunur:

            777, 14MW X060 =466, 2 MW=466200 KW /h olur.

            Isıtılabilecek daire miktarı

            n=466200 KW/h /11,2 KW/h =41625 adet daire

            Eğer biz bir dairede toplam (5) kişinin yaşadığını düşünürsek;

41625x5=208125 kişi yapar.

Bu rakamlardan yararlanarak şunu söylemek mümkün.

Biz AFŞİN-ELBİSTAN Termik santarlindeki atık ısıdan yararlanarak minimum 200 bin nüfuslu yerleşim yerini rahatlıkla ısıtabiliriz.

Ben bu hesapları yaparken aslında bir dairenin ısı ihtiyacını, ana hatlarla dağıtım hatlarında kaybolacak ısıyı yüksek aldım. Bu itibarla aslında daha fazla sayıda bir daireyi ısıtmak  mümkün. 2. Santralldaki potansiyalide nazarı itibara aldığımızda bu rakam çok rahatlıkla 80.000 üzerine çıkar ve nüfus olarak minimum 400 bin kişi yapar.

Atık ısıyı hesaplarken ben (4) üniteninde çalıştığını esas aldım. Bu itibarla santralların bakımlarının iyi yapılması ve işletmenin usulüne uygun olması lazım.

Ben buraya kadar yerleşim yerlerini ısıtmak için yeterli ısı olduğunu hesapla ortaya koymaya çalıştım. Eğer EÜAŞ Genel Müdürlüğünde yetkililere sorarsanız muhtemelen santarlda yeterli ısı yok derler, bu iş olmaz derler. Öyle sanıyorum ki demişlerdir de.

Termik santralarda atık ısının bölgesel ısınmada kullanımı gelişmiş ülkelerde var. Almanya Polanya vs. Biz Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz ki.

ATIK ISIYI KULLANDIĞIMIZDA YETERLİ SICAKLIĞA ULAŞMAK MÜMKÜN MÜ?

            Isı ile sıcaklık aslında birbirinden farklı şeyler. Yeterli atık ısı olduğunu, olacağını hesap yoluyla ortaya koymaya çalıştım. Şimdi gerekli sıcaklığa nasıl ulaşılabileceğini izah etmeye çalışacağım. Bu aynı zamanda, bu iş olmaz diyenler varsa, onlara da cevap niteliğindedir.

            Çürük buharın yoğunlaştırma ünitesi CONDENCER’e girdiğindeki sıcaklığı 45-50 OC kadar. Bu 25-26 OC sıcaklığında su haline getirilmek isteniyor. Soğutma suyu, yani Ceyhan’ın suyu CONDENCERE örneğin 26 OC ta giriyor, ısınarak 35 OC ta çıkıyor ve tekrar kullanılmak için soğutma kulelerine gönderiliyor. Ve sıcaklık 26 OC’a düşüyor ve tekrar CONDENCERE giriyor, çıkıyor ve işlem devam edip gidiyor.

            Şimdi denilebilir ki 36, 37, 38…40 OC sıcaklığındaki su kalorifer peteklerine ulaştığında sıcaklık daha da düşer. Bu durumdaki su ile gerekli ısıtmayı nasıl yaparsınız diye soranlar olabilir.

            Aslında 45-50 OC sıcaklığındaki çürük buhardan yine 45-50 OC sıcaklığında sıcak su elde etmek mümkün. Ama ben mevcut sistemle fazla oynamadan ve mümkün olduğunca az bir masrafla bu işin halledilmesini istiyorum.

            Aslında 30-35 OC ‘taki su ile de ısıtma yapmak, banyo yada çamaşır suyu elde etmek mümkün. Ama peteklere giren suyun sıcaklığı yüksek olursa hem daha az sayıda petek dilimi kullanılır, hem de daha az yer kaplar, hem daha ucuz olur.  Vs.

            Yerleşim yerlerine gönderilen suyun sıcaklığını (2) yoldan yükseltmek mümkün. Birincisi baca gazındaki ısıdan yararlanılır. Zira baca gazının sıcaklığı 150 OC. Ve üzerinde. Buradan 10-15 OC kazanmak mümkün. İkinci bir yolda şu:

            Buharın orta basınç türbinini döndürdükten sonra kazana gönderildiğini orada basınç ve sıcaklığının biraz yükseltilmesinden sonra alçak basınç türbinine girdiğini, oradan da CONDENCER’e gittiğini söylemiştim. İşte bu aşamada kazandan alçak basınç türbinine gelen buhardan bir kısmını alıp ısıtmada kullanıyoruz. Böylece suyun istediğimiz sıcaklığa ulaşmasını sağlamış oluyoruz.

            Bu husus santraldan elde edilen elektrik enerjisinden bir miktar feragat etmek anlamına gelir. Ama santral iyi işletilirse Feragat edilen gücün bir etkisi olmaz.

            Isı ihtiyacı mevsimlere göre değişir. Alçak basınç türbininin girişine konulan bir vana ile ayarlama yapılabilir.

            İstediğimiz sıcaklığı bu şekilde elde edebiliriz. 75-80-81 OC ….vs.

            MERKEZİ ISITMA SİTEMİ NE KADAR ZAMANDA VE NASIL YAPILIR?

            Ben şahsen böyle bir projeyi yapacak teknik bilgi ve beceriye sahibim. Ama bu iş bir kişi ile olmaz. Bu bir ekip işi. Öncelikle sistemin geçeceği güzergahlar ve aradaki mesafelerle, yerleşim yerindeki dağıtım şebekelerine bağlı olarak ısı kayıplarının hesaplanması, santralla bağlantısının yapılması, daha doğrusu santralda üretimin teknik olarak aksamaması açısından ilave projeler geliştirmek gerekebilir. Onun için bu bir ekip işidir diyorum. Bu işin yapılması hususu resmen gündeme getirilirse 5-6 ay fizibilite çalışması için gerekir. Sonra programa alınması, yapılması  vs. Ben diyorum ki hızlı başlanır ve hızlı çalışılırsa toplam (3) yıl sonra evlerde atık ısı ile ısınmak mümkün. Fizibilite çalışması için en uygun yer büyük üniversitelerimiz.

            Sayın AKP’li bölge ve K.Maraş milletvekillerinin toplantıya iştirak etmemelerini bölge halkı adına bir kayıp olarak nitelendiriyorum. Zira onların yapacakları tek şey süreci başlatmak ve işin takipçisi olmak. Bu ise, işin en basit, en kolay tarafı. Zor olanı; projeyi hazırlamak ve hayata geçirmek.

            Kazandaki çevrimin kapalı bir çevrim olduğunu ve elektrik enerjisi elde edilinceye kadar geçen aşamaları anlatmıştım. Burada özet olarak şu teknik hususu hatırlatmak istiyorum.

            Santralldaki görevini yaparak türbinleri döndürdükten sonra basınç ve sıcaklığı düşen yorgun buharın CONDENCER de yoğunlaştırarak su haline getirildiğinde proje değerinde örneğin 26 OC. Olması ön görülüyorsa ve bu sıcaklıkta da tekrar kazana basılması gerekiyorsa, buraya kadar anlattığım üzere atık ısıdan gereği gibi yararlanmak istenirken, bu sınır değerleri bozmayacak şekilde sistem geliştirmek lazım. En önemli sorun burada. Ama bu hususunda halledilebileceğini söylüyorum. Bu bir proje meselesi.

            Gelişmiş ülkelerdeki benzerlerinden daha mükemmelini yapmak için yukarda özetlemeye çalıştığım teknik sorunların içinde mastır ve doktora araştırmalarıyla desteklenmesi gereken yeni hususlarında söz konusu olacağını düşünüyorum.

            Fizibilite işi üniversitelere verilse bile herhalukarda bana büyük iş düşeceği kanaatindeyim.

ATIK ISI SERACILIKTA NASIL KULLANILIR?


            Örneğin, domates, biber, patlıcan , karpuz, kavun gibi sebze ve meyveler, aslında yaz mevsiminin ürünleridir. Yazın tabii ortamda bol miktarda yetiştiklerinden ucuzdurlar.

            Karpuz ve kavunun dışında kışında çarşı ve pazarda gördüğümüz, alıp yediğimiz domates, biber, hıyar, patlıcan …vs. gibi sebzeler EGE ve AKDENİZ Bölgelerinin nispetten daha sıcak yörelerinde seralarda yetiştirilmektedir. Antalya ve Fethiye yörelerinde tatile gidenler muhtemelen rastlamışlardır. Camlarla yada şeffaf naylonlarla kaplanmış kapalı alanlarda sebze ve çiçek yetiştirildiğini görmüşlerdir. Sonbahar kış yada ilk baharda sıcaklığın nispeten düşük olduğu zamanlarda, bu sebzelerin yetişebilmeleri için gerekli ısı ve sıcaklık bu kapalı alanlarda soba yakmak suretiyle karşılanmaktadır. Eğer sistem varsa kalorifer petekleri ile olur.

            Seracılıkta, sera ortamının nem dereceside önemlidir. Her sebze ve meyvenin özelliklerine göre farklılıklar gösterebilir. Duruma göre sıcaklık ve rutubeti ayarlayan sistemler mevcuttur.

            Seracılıkta en önemli etken, kışın bile yeterli güneş ışığının bulunmasıdır. Onun için seracılık daha ziyade Akdeniz ve Eğe bölgelerinde yapılmaktadır. AFŞİN-ELBİSTAN yöreleride Akdeniz iklimine dahildir. Kışın da bu yörelerde yeterli güneş ışığı vardır. Seracılık için gerekli olan ısı ve sıcaklığı da santraldan temin edeceğimiz atık ısıdan karşılayacağımızdan sorun kalmıyor.

            Cam yada şeffaf naylonlarla kaplı kapalı alanlara santraldan gelen sıcak su ile çalışan kalorifer peteklerini koyarsak bu iş olur.

            Tabii ki ileri aşamada sıcaklık ve nem derecelerini duruma göre kendiliğinden ayarlayan sistemler gerekebilir. Bunlar ayrı konu.

            Santralın çevresinde, Çoğulhanda, Alemdarda, Sineklide …vs. de seracılık rahatlıkla yapılabilir.

            Sera tesislerinin kurulması, bölgede yeni iş imkanı, yöreye dışardan para girmesi sonuçta bölgenin refah ve mumluluğun artmasıyla ilgili bir projedir.

BÖLGEDE BİR ÇİMENTO FABRİKASININ KURULMASI.

            Kömürlerle çalışan santralarda elektro filtrelerde toplanan uçucu kül, çimentoya katıldığında betonun akıcılık ve mukavetini artırmaktadır. Çimento da %12 ye kadar kül kullanılmaktadır.

            Yalnız bu külin ekonomik olması için, taşıma maliyetlerini aşağıya çekmek lazım. Daha doğrusu çimento fabrikasını santralın yakınına kurmak lazım.       Çimento sektörünün şu anda özel kesimde olduğunu biliyorum. Ama başta bölgenin sayın milletvekilleri özel kesimle temas kurar ve işleri cazip hale getirirlerse niçin olmasın!

KÖMÜRÜN KÜLİNE DAYALI YENİ KİMYASAL TESİSİLER


            Aslında linyit kömürünün külü önemli bir hammaddedir. Batıda germanyum…vs. gibi bazı kıymetli metaller kömürün külünün kimyasal olarak ayrıştırılmasından elde edilmektedir. Eğer bu yönü ile de konunun üzerine gidilirse bölgede yeni tesisler kurulabilir.

BÖYLE PROJELERİN TÜRKİYE’YE KATKISI

            Buraya kadar önemini vurgulamaya çalıştığım projeler, başta atık ısıdan bölge sel ısınmada ve seracılıkta yararlanılması vs. en azından ekonomik açıdan Türkiye’yi çok rahatlatacak projelerdir.

            Biz termik santralldaki atık ısılarla ya havayı ısıtıyoruz, yada denizi. Soğutma suyu ile de su kaynaklarımızı israf ediyoruz. Onları soğutma kulelerinde buharlaştırıp havaya gönderiyoruz.

            İstanbul’da Ambarlı termik santralı, ile Gökova Körfezindeki Kemerköy Termik Santralinde soğutma suyu olarak denizden yararlanıyoruz. Bu ve diğer termik santrallardaki atık ısıdan niçin yararlanmak istemiyoruz? Daha ne kadar zaman üç kuruş için yabancıya avuç açmaya devam edeceğiz.

            Bu itibarla AFŞİN-ELBİSTAN Termik SANTRALI ile ilgili olarak ele aldığımız projeler aslında Türkiye’nin kurtuluşu ile ilgili projelerdir.

            Saygılarımla arz ederim.
 

                                                               Makina Yüksek Mühendisi Ahmet YALVAÇ